Kulak kıkırdağı, kemik kadar sert olmayan, aynı zamanda sert ve esnek bir bağ dokusudur. Dayanıklı ve damarsız bir doku olan kıkırdak, beyazımsı renkte olup hücreler arasındaki sızıntılar ile beslenmektedir. Kıkırdak hücreleri yaklaşık 15-20 mikron büyüklüğündedir. İlkel ve üstün yapılı omurgalılarda embriyoların bütün iskeleti kıkırdak dokudan oluşmuştur. Erişkinlerde ise iskeletin bazı kısımlarında kıkırdak doku bulunmaktadır.

Eklemlerin sürtünme yüzeylerinde kıkırdak doku bulunur ve sürtünmeyi azaltır. Eklemlerde kıkırdak dokunun olması, eklem yüzeylerindeki kireçlenmeyi aza indirmektedir. Kıkırdak dokunun bozulması durumunda eski haline gelmez. Birçok kıkırdak çeşidi vardır:

Kulak kıkırdağı iltihabı, kıkırdağı besleyen zarın akut bakteriyel iltihabıdır. Alınan bir darbe sonucunda oluşan yıpranma, yırtılma ve kanama gibi nedenlerle olabileceği gibi kronik orta kulak iltihabının bir komplikasyonu sonucu da iltihaplanma görülebilir. Kulak kıkırdağında görülen iltihaplanma belirtisi olarak, kulak çevresinde kızarma, ateş yükselmesi ve kulak çevresinde lenf bezi büyümesi gibi belirtiler meydana gelir. Dolayısıyla iyi tedavi edilmezse şekil bozukluğu gibi önemli ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Genellikle tedavi biçimi olarak antibiyotik tedavi uygulanır. Eğer apse oluşmuşsa boşaltılması gerekir.

Kıkırdak dokusu, damarsız yapısı nedeniyle düşük bir yenilenme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle kıkırdak dokunun hasar görmesi durumunda tam anlamıyla iyileşme gerçekleşmez. Modern tıpta kıkırdak doku hasarlarının tedavisinde kök hücre tedavisi ve doku mühendisliği gibi yöntemler araştırılmaktadır.

Yaşlanma sürecinde kıkırdak dokunun elastikiyeti ve dayanıklılığı azalır. Bu durum, eklem problemleri ve kıkırdak aşınması gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, kıkırdak dokunun sağlığını korumak için düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve yeterli su tüketmek önemlidir.